
Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden, AB üyesi, İnsan Hakları Havarisi kesilen ve her platformda Hukukun üstünlüğüne dem vuran Yunanistan devleti nedense bizi maalesef yine şaşırtmadı.
Evet Yunan Devleti tanımlamasını bilerek yapmaktayım, uygulamaların sorumlusu siyasi hükümetlerdir, fakat nedense Yunanistan’da son 30 – 40 yıldır birbirine tam zıt siyasi hükümetler iktidara gelse bile, Batı Trakya Türk Azınlığına uygulanan haksız politikalarda gram şaşma yaşanmamakta ve Batı Trakya’da bu güne kadar gerçekleşmiş tüm seçim tarihlerinde azınlık mensupları bazında en büyük desteği alarak bünyesinde üç Türk azınlık mensubu milletvekilini barındıran toplumun umut beslediği mevcut hükümet de bu çizgiyi değiştirmekte başarılı olamamaktadır.
Yunanistan Eğitim, Araştırma ve Dinişleri Bakanlığı Rodop İli İkinci Dereceli Okullar Müdürlüğü tarafından, Rodop ilindeki Celal Bayar Azınlık Lisesi ve Hayriye Medresesi’ne 31-03-2016/Φ20.3/1941 tarihli ve protokol numarasıyla gönderilen “Azınlık Okullarındaki Duyurular” başlıklı yazıda, okul müdürlerinin öğrencileri konu alan her çeşit duyuruda resmi dili kullanmaları istenmektedir.
Bu yazının gönderilmiş olması bile Yunan Devletinin Lozan Antlaşmasını ve Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanmış olunan kültür protokollerini hiçe saydığının veya çiğnediğinin ispatıdır.
Batı Trakya Türk Azınlığının tüm hakları, Uluslararası Lozan Antlaşması’nın 37 – 45. Maddeleri ile mütekabiliyet esasına dayalı olarak İstanbul ve Gökçeada’da yaşayan Rumlarla karşılıklı olarak güvence altına alınmıştır. Bunun ana unsurlarından biri de ana dilde eğitim hakkıdır.
Ana dilde eğitim hakkı güvence altına alınmış Batı Trakya Türk Azınlık mensubu öğrencilerine resmi dilde duyuru yapılmasını istemek hem hukuk bilmezlik, hem de aymazlıktır. İnsan hakkı ihlalinin tarifinin ta kendisidir.
Bu uygulama, geçtiğimiz aylarda çeşitli hak ihlal ve gasplarına karşı imza kampanyası başlatan Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisinin ne kadar doğru bir karar aldığının ve Batı Trakya Türk toplumunun buna ne kadar çok sahip çıkması gerektiğinin de ispatıdır.
Geçtiğimiz aylar içerisinde iki ülke başbakanlarının ve heyetlerinin görüşmelerinin yarattığı iyimser ve çözüm odaklı politikaların hayata geçirmenin tam zamanı olduğunu düşünüyoruz.
Yunan Devletini acilen bu hukuka ve insan haklarına aykırı uygulamalarda bulunan bürokratik zihniyetten temizlenmesi, ayrıca yıllardır mücadelesini verdiğimiz yasal kazanımlarımız olan haklarımızın da iadesi yönünde adımlar atmasını beklediğimiz beyan eder, Batı Trakya Türk Azınlık mensuplarının haklı mücadelelerine hukuk çerçevesinde daha da güçlenerek devam edeceğini kamuoyunun bilgisine sunarım.
Av. Necmettin Hüseyin
Genel Başkan

Yalçın BAYER
SYRİZA, Türkler ve Batı Trakya
Yunanistan'ın 'ince' engellemelerine karşı, Dışişleri kadar Gümülcineli Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun da ne kadar gayret ettiğini biliriz.