
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmit Şubesi "29 Ocak Milli Direniş Günü" etkinlikleri kapsamında Halk Eğitim Merkezi karşısında yer alan Milli kimlik ve Direniş Anıtına giderek anıta karanfil bırakıp basın açıklaması yaptılar. Yönetim adına konuşan Dernek Başkanı Lütfi Bodur, Değerli soydaşlarımız, kıymetli Batı Trakya gönüllüsü dostlarımız ve basınımızın güzide temsilcileri, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmit Şubesi olarak düzenlediğimiz etkinliklerle "29 Ocak Milli Kimlik Ve Direniş Günü’nü unutmadık, unutturmayacağız. Batı Trakya Türklerinin yasal kazanımları çerçevesinde bugüne kadar sadece hukuksal statüde sürdürdüğü hak arama mücadelesinin yansıması sonucu 28 yıl önce uygulanan ayrımcı ve baskıcı politikalar karşısında sesini duyurmak isteyen bir toplumun topyekün gösterdiği birlik beraberlik ile milli bir direnişe dönüşen 29 Ocak 1988 Cuma gününün ve iki yıl sonraki anma yıldönümü esnasında 29 Ocak 1990 tarihindeki provokasyonlarla Batı Trakya Türklerine yapılan ve tarihe kara harflerle not düşecek şekilde gerçekleştirilen saldırıların yıl dönümünde yine bir araya geliyor ve haklı mücadelemizde dik duruyoruz” ifadelerini kullandı.
Bodur açıklamasının devamında, “Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin 4 Kasım 1987’de “Batı Trakya'da Türk Yoktur” gerekçesiyle verdiği Türklere ait tüm derneklerin kapatılması kararı Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı tarafından ancak Ocak'1988’de öğrenildi. Bu karar Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı mensupları açısından, milli kimliklerinin Yunan Devleti tarafından inkar edilmesi anlamına gelmiş ve tarih boyunca dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hakarete boyun eğmemiş olan Türk insanının da suskunluğunu daha fazla sürdürememesine neden olmuştur. Yüksek Mahkemenin verdiği karar üzerine Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı mensupları söz konusu kararı protesto etmek amacıyla 29 Ocak 1988 Cuma günü Gümülcine Eski Camii önünde toplanarak Valilik Binasına yüksek katılımlı bir yürüyüş yapılması kararlaştırıldı” sözlerini kullandı.
Bodur sözlerini, “Ancak Yunan makamları bu yürüyüşe izin vermemiş olup makamların kurdurduğu barikatlar, şehre giden otobüs seferlerinin iptal edilmesi gibi engellemeler bile, Türk Azınlık mensuplarının Gümülcine'ye ulaşmalarına engel olamamıştır. 29 Ocak 1988 günü tüm engellemelere rağmen Batı Trakya’nın her bir yanından binlerce soydaşımız Gümülcine’ye ulaşmıştır. Sonunda toplanan 20 Bin Türk soydaşımız polis şiddetine maruz kalarak, haksız tutuklamalar yaşamıştır. 29 Ocak günü yaşanan olaylar adeta milli bir direniş halini yaşatmıştır. Yaşanan bu olayların ardından Batı Trakya Türk Azınlığının üzerindeki devlet baskısı her alanda kendini hissettirmişti. Azınlık Yüksek Kurulu 29 Ocak 1990 günü yani iki yıl sonra yaşanan üzücü olayları Gümülcine Eski Cami’de bir mevlid ile anmak üzere bir karar almıştı. Bu karar korkunç bir provokasyonun fitilini de ateşledi” şeklinde sürdürdü.
Yaşanan olayların tarihini anlatmayı sürdüren Bodur, “Hastanede tedavi gören bir Yunanlının Türk soydaşımız tarafından şiddete maruz bırakıldığı ve hayatını kaybettiği gibi yalan haberlerin ardından Yunanlı fanatikler gruplar halinde Batı Trakya Türk Azınlığı mensuplarına ait dükkanlara saldırmış yüzlerce dükkana maddi zarar vermiştir. Yunan polisinin seyirci kaldığı bu olaylarda Müftü Mehmet Emin Aga, Bağımsız Milletvekili Ahmet Faikoğlu ve çok sayıda soydaşımız taş sopa ve demir çubuklarla şiddet görmüş ve yaralanmıştır. Tüm yaşananlar Batı Trakya Türklerinin maneviyatında yaralar açmış ve yüzlerce yıllık topraklarında ikinci sınıf insan statüsü hissiyatı yaratmıştır. Batı Trakya’da bulunan Türk azınlık ve bölgeden Türkiye ve Avrupa ülkelerine göç etmiş soydaşlarımız her yıl 29 Ocak’ta Milli Kimlik ve Direniş Günü’nü yad etmekte, Lozan Antlaşması gereğince azınlığa verilmiş fakat Yunan hükümetlerince gasp edilen haklarının iade edilmesi için mücadele etmektedir” dedi.

Yalçın BAYER
SYRİZA, Türkler ve Batı Trakya
Yunanistan'ın 'ince' engellemelerine karşı, Dışişleri kadar Gümülcineli Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun da ne kadar gayret ettiğini biliriz.