
Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması Yalova’da 19–21 Temmuz 2018 tarihinde Yerel ve Ulusal Gazeteciler eşliğinde toplanıp, Türk Dünyası’nın sorunları dile getirildi. Buluşmaya Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Yalova Şube Başkanı Kamil Akıncı da katıldı.
YAFEM tarafından organize edilen 21. Türk Boyları Kültür Şöleni ve Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması etkinlikleri kapsamında Yalova’ya gelen misafir gösteri ekipleri ve basın mensupları Yalova Valisi Sayın Tuğba Yılmaz’ı ziyaret etti.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Yalova Valisi Sayın Tuğba Yılmaz; “Türk dünyasından gelen misafirleri ilimizde ağırlamaktan mutlu olduk. Bu kültür şöleni Türk Dünyasıyla sıcak ve samimi ilişkiler kurulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. 21. Türk Boyları Kültür Şöleni ve Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması etkinlikleri huzurlu ve mutlu bir şekilde geçmesini diler, tüm ekiplere başarılar dilerim” dedi.
Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması etkinliklerine katılan basın mensupları Halil İnalcık Kültür Merkezi’nde katılımcıların bulundukları yerlerdeki “Türkçe ve Türklerin sorunları hakkında görüş ve düşüncelerini dile getirdiler.
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Yalova Şube Başkanı Kamil Akıncı yaptığı konuşmada: “Değerli Konuklar hepinizi Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Yalova Şubesi Başkanı olarak saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Bizler Türkiye genelinde 13 şubesi 5 temsilciliği 2 spor kulübü ve iki vakfı ile devasa bir kurum olarak 72 yıldır faaliyetini sürdüren kamu yararına çalışan bir derneğiz.
Yunanistan’da mübadele dışı kalan İskeçe Gümülcine, Dedeağaç ve Dimetoka’daki Türklerin oradaki haklarını korumak üzere kurulmuş bir derneğiz. Uzun yıllardır sürdürdüğümüz mücadele varlık mücadelesidir. Orada yaşan Türk varlığının vatandaşlık hakları yanında uluslar arası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını savunmak üzere bir araya geldik. Bizler oradan isteğimiz dışında göç etmek zorunda kaldık ve orada yaşamaya devam eden kardeşlerimizin haklarını savunuyoruz.
Diğer yandan da Türkiye’ye yerleşen Batı Trakya Türklerinin budaki sosyal alandaki ihtiyaçları yanında Türkiye’de yaşamlarını kolaylaştırmak için çalışıyoruz.
Derneğimizin en büyük özelliği Türkiye de tek çatı altında örgütlenmemizdir. Bugün buraya gelirken konuştuğum Genel Başkanım Necmettin Hüseyin de sizlere selamlarını iletti.
Yalova’da sivil toplum adına bu tür etkinliklerin olmasını önemsiyoruz. Büyük illere göre belki daha sade bir yapımız var ancak zaman geçtikçe ciddi şekilde oluşumların meydana gelmesi ve çalışmaların yapılması ile mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum.
Bugün burada bu etkinliği düzenleyenlere emeği geçen herkese de teşekkür etmek istiyorum.
Bugün tabi sizlerin huzuruna bir sunum yapmak üzere gelmedim bir selamla konuşması için geldim .
Ancak sunuda belirtmek istiyorum bizim azınlığımız 21.yüzyılda demekrasinin beşiği olduğunu iddia eden Avrupa Birliği üyesi Yunanistan da hala büyük sıkıntılar çekiyor.
Yunanistan vatandaşlık haklarımız konusunda kısmen ilerleme katetse de azınlık haklarımız konusunda baskılarını olabildiğince şiddeti ile sürdürüyor.
Derneklerimizi isminde Türk kelimesi geçiyor diye kapattı İnsan Hakları Mahkemesinde bu kapatmaya karş açtığımız davaları kazansak ta hala açmamakta diretiyor. Kurumlarımız fiiliyatta var resmiyette yok TÜRK kelimesi yasaklı kelime Yunanistan da hala kısacası. Yine müftülerimizi seçemiyoruz. Din Özgürlüğümüze müdahale ediyorlar. Azınlığa ait iki dilli okullarımızı çeşitli bahanelerle kapatıyorlar. Çift dilli anaokulu açmamamıza izin vermiyorlar. Çocuklarımıza sabah kahvaltılarında haç işareti yapmaları öğretiliyor. Biz bunlardan büyük acı duyuyoruz.
Ekonomik baskılar had safhada. Bağımsız milletvekili bile seçmemiz engelleniyor. Bağımsız adaylarımıza ülke genelinde yüzde 3 barajı uygulanıyor.
Polis baskısı her an tepemizde ve her adımı izlenen her adımı fişlenen bir bölge gibi bizim her adımımız gözetlenip baskı unsuru olarak kullanılıyor. Kısacası modern zindanlarda yaşıyor Türk Azınlık.
Bizler mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz ama tüm dış Türkler ve akraba toplulukları olarak bir arada her alanda mücadele etmeninde önemli olduğunu düşünüyoruz her coğrafyada baskılar değişik şekilde sürdürülüyor. İnanıyorum ki hepimiz bu mücadelelerimizden galip geleceğiz ve sıkıntılarımız sona erecektir. Yeter ki güç birliği yapalım hep bir hep beraber olalım diyorum.
Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyor ve konuşmamı uzatmamdan dolayı da sabrınızdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Toplantının sonunda 12. Türk Dünyası Gazeteciler Birliği Toplantısı Sonuç Bildirgesi yayınlanarak toplantı sonlandırılmıştır.
Türk Boyları Kültür Şöleni kapsamında 19 – 20 – 21 Temmuz 2018 tarihlerinde Türkiye – Yalova Halil İnalcık Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen 12. Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması’nda; Kırım, Suriye ve Irak Türkleri, Afganistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Batı Trakya Türkleri; Doğu Türkistan, sözde Ermeni iddiaları ve Karabağ’da Türklere uygulanan soykırım başta olmak üzere, Ortadoğu’dan Kafkaslar’a, Balkanlar’dan Orta Asya’ya uzanan Türk kültür coğrafyasının temel sorunları ele alınmış; Tataristan ve Gagauz özerk cumhuriyetlerinin tanıtımı yapılmış; konuşmalar, öneriler ve istişareler neticesinde aşağıdaki kararlar “YAFEM Türk Dünyası Gazeteciler Birliği Yalova Deklarasyonu” olarak yayınlanmıştır:
1- Türk kültür coğrafyasındaki soydaş ve akraba topluluklarının yaşadıkları bölgelerde kültürel, sosyal, Türkçe eğitim alma haklarının uygulanabilir bir ortamda olması ve tüm bunların İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi çerçevesinde koruma altına alınmasının ana hedefimiz olduğunu beyan ederiz.
2- Türk Dünyası’nda birlik için İsmail Bey Gaspıralı‘nın ”Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarı yolunda Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesi 2000’li yıllarda Türk Dünyası için alınan en önemli kararlardan biridir. Türk devletlerinde ve Türklerin yaşadıkları bütün bölgelerde aynı kararların alınması ve engellerin kaldırılmasının beklentisi içindeyiz.
3- Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yüzde 20’sini kapsayan Dağlık Karabağ ve diğer yedi bölgeye ait topraklarda Ermeni işgal ve katliamlarının son bulması, Ermeni terörünün bitirilmesi için Türk Dünyası STK’ları tarafından organize çalışmalar yapılmalı ve uluslararası kamuoyunda etkili lobi faaliyetleri artırılmalıdır. Özgürlük mücadelesi veren ve Ermenistan tarafından tutuklanan Azerbaycanlıların (Şahbaz Kuliyev ve Dilgem Asgerov gibi) serbest bırakılması, Hocalı katliamının dünya kamuoyunda etkili bir biçimde anlatılması sağlanmalıdır.
4- Suriye’de Türklerin yaşadığı tüm bölgelerde başlayan Türkçe eğitim, memnuniyet verici bir gelişmedir. Bunun yanısıra Türkiye’de bulunan soydaş ve diğer misafirlerimize Türkçe eğitim verilmesini ve bu çabanın süreklilik arz etmesini destekliyoruz. Ayrıca, Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan soydaşlarımıza Türk dilini ve kültürünü öğretme konusunun teminat altına alınmasını arzu etmekteyiz.
5- Türkiye’de bulunan ya da yaşadığı zor şartlar ve mağduriyetlerden dolayı ülkemize gelen Türk soylu insanların oturma, eğitim, sağlık, çalışma ve sosyal haklardan faydalanmasını sağlamak amacıyla ”TURKUAZ” kart uygulamasının başlatılmasını yetkillilerden talep ediyoruz. Afganistan’dan Türkiye’ye gelen Türk soyluların geçici ikamet almasında kolaylık sağlanması, bu tür bölgelerden gelen öğrencilerin burs dağılımına dikkat edilmesi ve Türk soyluların mağdur edilmeden burs ve barınma imkânlarından eşit şekilde faydalanmalarının sağlanmasına dikkat edilmesini ve bu meseleye yönelik önlemler alınmasını istemekteyiz.
Bunun yanında Türkiye’ye gelen ve yerleşme isteği olan Türk soylu insanların, şartlar olumlu olduğunda tekrar kendi ülkelerine dönmelerini sağlayacak bir sistem kurulmalı, Türkiye dışında kendi yaşadıkları bölgedeki Türk varlığının daimi olması sağlanmalıdır.
6- Din birliğimizi bozan, milli şuurumuzu emperyalist ülkelere pazarlayan FETÖ terör örgütünün yok edilmesi için tüm Türk Cumhuriyetleri’nin aynı adımı atması önemli bir karardır. FETÖ terör örgütünün yurt dışındaki uzantılarının, vatanperver ve Türk kültürüne hizmet aşkıyla çabalayan basın mensubu kardeşlerimize yönelik lobiler oluşturarak siyasi ve ekonomik baskılar kurduğu, dış ülkelerden gelen üyelerimizin beyanlarıyla sabit olmuştur. Türk kültür coğrafyasının mevcut meseleleriyle ilgilenen bir sivil toplum kuruluşu olan YAFEM ve yürüttüğü organizasyona bağlı YAFEM Türk Dünyası Basın Mensupları Birliği olarak Türk Cumhuriyetleri’ne, Özerk Türk Cumhuriyetleri’ne ve Türk azınlıkların yaşadığı ülkelere açık çağrımız şudur: Fetö terör örgütü ve bağlı kurumlarının tüm faaliyetlerini ülkelerinizde yasaklayınız. Emperyalizmin hizmetkârı olan Fetö terör örgütü, milli birliğimizin tesisinde en büyük engel olduğu gibi, dini değerleri ayaklar altına alan sinsi bir yapılanmadır. Türk coğrafyasının maddi ve manevi yönünü sömürürken, doğal kaynaklarını da sömürgeci ülkelere peşkeş çekmek gayesiyle faaliyet gösteren bu terör örgütünün çalışmalarına son vermek Türk Birliği’ne giden yol için önemli bir adım olacaktır.
7- Suriye ve Irak’ta Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekâtlardan sonra bölgeyi terk ederek Balkanlar’da örgütlenme arayışına giren DAEŞ ve benzeri teror örgütlerinin yapılanmasını önleyecek tedbirlerin acilen alınması gerekmektedir.
8- Batı Trakya Türkleri’nin Lozan Anlaşması ve Yunan Anayasası’nda var olan haklarının Yunanistan tarafından ihlal edilmesini kabul etmiyor, Yunanistan’da yaşayan Türk azınlık hak ve özgürlüklerinin Lozan’da imza altına alındığı şekilde ve AB kriterlerine göre yerine getirilmesi için her türlü kamoyu çalışmasının yapılması ve Türk dünyası STK ‘larının bu alandaki lobi faaliyetlerine destek vermesini bekliyoruz.
9- Soydaşlarımızın yaşadıkları coğrafyalarda en tesirli kültürel etkileşim olan televizyon dizilerinin milli duyguları uyandıran konu içerikli olanları fevkalade büyük bir teveccühle seyredilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, TİKA ve diğer benzeri kurumlarımızın ortak kültürümüzü yansıtan ve Türk kültür coğrafyasının ortak dili; tarihi, milli kültürümüzü ve örflerimizi canlı tutan dizi filmlere destek olup, etki alanı oluşturması en büyük beklentimizdir. Ülkemizde yayınlanan dizi filmlerin izlenme sahası Türk topluluklarının yaşam alanlarını kapsadığı için, ilgili kurumlarımız büyük Türk medeniyetinin algılarını sembolize eden içerikleri teşvik ederek; Avrupa, Amerika ve diğer yabancı kültürleri transfer etme yerine kendi öz kültürümüzün içinden “görsel üretime” geçmenin adımlarını atmalıdır.
10- Türk kültür coğrafyasının değişik bölgelerinde Türklere karşı yapılan insanlık suçu sayılan olayların film, dizi film, belgesel hale getirilmesi, kitaplar ve eserler hazırlanması, bu konuya bağlı olarak hafızaların canlı tutulmasını sağlamak amacıyla çalışmalar yapılması en önemli hedeflerimizden olmalıdır.
11- Suriye ve Irak’ta faaliyet gösteren terör örgütü DAEŞ’ten temizlenen bölgelerdeki soydaşlarımızın ve sınır boyunda yaşayan insanların bir başka terör örgütü olan PKK-PYD ve benzeri terör örgütlerinin insafına bırakılmaması için her türlü önlemin alınması, ülkemiz güvenliği açısından da çok önemli bir tedbirdir. Suriye içlerinde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile temizlenen ve güvenli bölge haline getirilen alanlar, Suriye Türklerinin bir asırlık özlemi olduğu gibi, Irak Türkleri de aynı beklentiyle terör örgütü PKK-PYD ve benzeri terör örgütlerinden arındırılmış yaşam sahasının özlemi içindedir. Terör örgütlerinden temizlenen bölgelerde güvenliğin, huzurun sağlanması, insani yardımların devam etmesi için Türkiye’nin bölgedeki varlığını sürdürmesi ülkemiz güvenliği ve insani değerler için şarttır.
12- Türk Dünyası’na yayın yapan aktif medya organlarının bilgi, iletişim ve veri tabanı olan özel bir “Türk Haber Ağı” kurumsal olarak kurulmalıdır.
13- Kırım Türkleri’nin hak ve hukuklarının korunması, geleneksel milli bayram ve günlerinin kutlanması; dil, eğitim, sosyal ve kültürel faaliyetler ile dini inançlara getirilen yasak ve kısıtlamaların kaldırılması ve Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerine izin verilmesi noktasında yapılacak tüm girişimlerin desteklenmesi; Kırım’ın milli lideri Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu ve arkadaşlarına getirilen Kırım’a giriş yasağının kaldırılması için kampanyalar düzenlenmesi; siyasi görüşleri nedeniyle gözaltına alınanların serbest bırakılması, ayrıca lisans verilmeyerek yayınlarına son verilen basın organları ve yayın kuruluşlarının yeniden yayın haklarına kavuşmaları ve gazetecilerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için kampanyalar yapılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi uygun görülmüştür.
14- Kırım; yeniden özerk statüye kavuşturulmalı ve Karadeniz bölgesindeki ticari işbirliği canlandırılmalı, bölgenin barış ve huzuruna katkı sağlanmalıdır.
15- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünya ülkeleri nezdinde tanınması için uluslararası alanda her türlü hukuki faaliyetler yürütülmeli ve bu alandaki çalışmalara destek verilmelidir. Türk Cumhuriyetleri’nin bu konuda öncü kararlar almasını beklemekteyiz.
16- Doğu Türkistan Türklerinin insani haklardan faydalanması, ana dilde eğitim, inanç, sosyal-kültürel haklarının ellerinden alınmaması ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanmaması için uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalara destek verilmelidir.
17- Türk Dünyası konularında birlik, beraberlik ve işbirliği için çalışmalar yapan STK’ların etkinlik tarihlerini çakıştırmamaları, ideallerimizin gerçekleşmesine ve hizmetlerimizin daha etkili olmasına katkı sunacaktır.

Yalçın BAYER
SYRİZA, Türkler ve Batı Trakya
Yunanistan'ın 'ince' engellemelerine karşı, Dışişleri kadar Gümülcineli Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun da ne kadar gayret ettiğini biliriz.